Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yargı Sopasının Pes Dedirten Son Örneği

Resim
  Yargının; ülkemizde,  uzun zamandan beri iktidara muhalif olanlar üzerinde sopa gibi kullanıldığı,  bilinen bir gerçektir.  Yargının; siyasal iktidar tarafından,  kendisine muhalif olan yazar ve gazetecilere karşı sopa olarak kullanılmasının artık  pes dedirten en son yeni örneği; muhalif kanal TELE-1'in Genel Yayın Yönetmeni Merdan YANARDAĞ hakkında, Ankara C. Başsavcısını hedef gösteren haber yaptığı iddiasıyla açılan soruşturma ve sonrasında Merdan YANARDAĞ'ın tutuklanmanın eşiğinden döndüğü, ancak tutuklama nedenlerinin varlığı halinde, tutuklamanın yerine uygulanabilen adli kontrol hükümlerinin,  Merdan YANARDAĞ hakkında uygulanarak, YANARDAĞ'ın yurt dışına çıkma yasağı ve haftada bir yerel karakola giderek imza verme mecburiyetinde bırakıldığı karar olmuştur.  Merdan YANARDAĞ'ın suçlandığı,  Ankara C. Başsavcısını hedef gösterme iddiası,  gerçek dışıdır.  Sayın Ankara C. Başsavcısı (bilerek ismini yazmıyoruz), Allah mutlu et...

Hdp'ye Yargı Eliyle Kobani Siyasi Operasyonu

Resim
Günün en önemli olayı; bugün,  eş zamanlı olarak yedi ilde HDP'nin eski ve yeni milletvekili, belediye başkanı ve HDP'de siyaset yapan kişilerin ağırlıklı olarak yer aldıkları 82 kişi hakkında,  altı yıl öncesine dayalı 8-10 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen Kobani olayları bahane edilerek,  dört günlük gözaltı kararı ile başlatılan soruşturma ve operasyon olmuş ve kamuoyunda büyük bir hayret ve yankı uyandırmıştır.  Herkes bilmeli ki; savcı, hakim ve avukat olarak, yargının her üç ayağında da,  hukuktan asla ayrılmayarak görev yapan elli yıllık bir hukukçu olarak, yürürlükteki pozitif hukuk ve ceza kanunu kurallarına göre suç teşkil eden bir eylemi işlediği kesin ve inandırıcı kanıtlarıyla sabit olan kişi ve kişiler hakkında,  soruşturmalar ve davalar açılarak, suçluların  cezalandırılmalarının kaçınılmaz olduğunu kabul eden ve savunan bir kişiyiz.   Ancak, Türk Milletinin egemenlik haklarından biri olan ve Türk Milleti adına bağımsız yargı or...

Sevgili Dostlar…

Resim
  Karşıdevrimcilerin, şeriat hevelilerinin, emperyalizmin işbirlikçilerinin  ATATAÜRK’E karşı oldularını biliyoruz. Ancak, Atatürkçülerin, aydınların ve laik Cumhuriyeti içselleştirenlerin,  son günlerde olumsuzluklarla dolayı gündemi tartışmaları gerekirken, Mustafa Kemal İle Atatürk ’ün birbirlerini tamamlayan bir devrimcinin, dirayetli bir komutanın, 20 ve 21. yüzyıla damgasını vuran bir liderin adı ve soyadı olduğunun bilincinde olmayarak, Mu stafa Kemal mi? Atatürk mü? tartışmasını gündemin ilk sırasına taşımaları, Mustafa Kemal Atatürk karşıtlarının ekmeğine yağ sürdüklerini fark etmiyorlar mı?  Evet, “ NEDEN ATATÜRK DİYEMİYORLAR ?” başlıklı ve 01.01.2013 tarihli yazımı gündem nedeni ile tekrar bilgilerinize sunmak istedim. Sevgiyle 24.09.2020 G.A. NEDEN ATATÜRK DİYEMİYORLAR?... Yıl 1919, emperyalist ülkeler yurdumuzun bir bölümünü işgal etmiş, tümünü bölüşmek için planlar yapıyorlardı. Padişah ve şürekâsı (yandaşları) kendi geleceklerini garantiye almak iç...

Anayasa Mahkemesi Başkanını İma Yoluyla Fetöcülükle Tehdit(Mi)?

Resim
  İçişleri Bakanının,  Anayasa Mahkemesi Başkanına ve onun şahsında,  Anayasa Mahkemesi'ne yönelik akıl almaz polemikleri devam ediyor maalesef.  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,  katıldığı bir televizyon programında açıklamalar yaparak, "AYM Başkanımız Polis Akademisi Başkanıydı;  aldığı öğrencilerin yüzde 41'ini ben ihraç ettim, " diyerek,  Anayasa Mahkemesi Başkanını hedefine koymaya devam etmiştir.  İçişleri Bakanının; mezun olup komiser olduktan sonra kendilerini  ihraç ettiğini beyan ettiği öğrenciler, FETÖCÜ oldukları iddiasıyla ihraç edildiklerine göre, İçişleri Bakanı bu beyanıyla, Anayasa Mahkemesi Başkanını; o dönemde başkanı olduğu Polis Akademisine aldığı ve sonradan FETÖCÜ oldukları  iddiasıyla ihraç edilen 41 öğrenci üzerinden,  FETÖCÜ olmakla suçlamaktadır. Elinde açık ve net bilgiler ve deliller olmadığı için de, ”Ben bilerek aldı şöyle yaptı,  böyle yaptı demiyorum” diye ekleme yapma gereği duymuş olup; sonuç o...

İyi Parti'nin Ayağına Kurşun Sıkılmıştır

Resim
  İYİ PARTİ; ağırlıklı olarak, MHP kökenli kişiler tarafından kurulan bir partidir.  MHP yönetiminin, AKP 'nin de yardımıyla sergilediği ayak oyunları olmasaydı, BAHÇELİ kongrede yenilecek ve MHP Genel Başkanlığı koltuğundan indirilecek,  büyük bir ihtimalle AKŞENER MHP Genel Başkanı olacak ve bugün İYİ PARTİ olmayacaktı.  Aslında, Meral AKŞENER ve arkadaşlarının MHP 'den ayrılmak zorunda bırakılmaları ve YENİ PARTİ 'yi kurmaları,  isabetli olmuştur.  Ki; İYİ PARTİ kısa sürede barajı aşarak meclise girmeyi başaracak bir güç elde etmiştir.  Meral AKŞENER 'in bayan olması, merkez sağ parti olan Doğruyol Partisindeki geçmişi, İçişleri Bakanlığı yapmış olması ve büyük gayretleri, partinin kuruluşunda ve içinde, örneğin Aytun ÇIRAY gibi, merkez sağdan gelen deneyimli isimlerin yer almaları ve seçmene güven aşılamaları, yeni bir parti olan İYİ PARTİ 'nin bu kısmı başarısında etkin rol oynamıştır.  İYİ PARTİ 'nin,  CHP ile Millet İttifakı ...

Berberoğlu Meclis'e Dönebilecek Mi?

Resim
CHP İstanbul Milletvekili Enis BERNEROĞLU'nun hak ihlali başvurusunun Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilerek,  BERBEROĞLU'nun hak ihlaline uğradığına karar verilmesinden sonra, hak ihlaline neden olan mahkumiyet kararı mecliste okunarak milletvekilliği düşen Sayın BERBEROĞLU,  yeniden milletvekili sıfatını kazanarak meclise dönebilecek midir? Bu sorunun bir hukukçu olarak, bize göre kesin cevabı; evet,  dönebilecektir.  Burada, tartışılması gereken husus; BERBEROĞLU'nun meclise dönüp dönemeyeceği değil, kesin ve tartışmasız olan bu dönüşün,  hangi usul ve yol izlenerek sağlanacağıdır.  Anayasa Mahkemesi; BERBEROĞLU'nun mahkumiyetiyle sonuçlanan ve mecliste okunarak milletvekilliğinin düşmesine neden olan yargı kararının, hukuka aykırı, hak ihlaline neden olan bir karar olduğunu, BERBEROĞLU'nun suçsuz olduğuna ve beraat etmesi gerektiğine karar vererek, hak ihlali kararının, BERBEROĞLU hakkında verilen hukuka aykırı mahkumiyet  kararının ortadan ka...

Ayı İle Dost Olan

Resim
Mevla’nın Mesnevi’sini(1)okuyordum. Orada ilgimi çeken manzum mesnevide, ayı ile dost olan bir adamın başına gelenleri ve Mevlana’nın yorumlarını da katarak sizinle paylaşmak istedim. Toplumda kişilerin olur olmazlarla dostluk kurmalarının yanlışlığını vurgulayarak örneklemesi ilgimi çekti. “Bir ejderha, bir ayıya sarılmıştı. Yiğit bir kişi yürüdü, ayının bağırmasına yetişti. Dünyada düşkünlere yardım eden erler vardır. Onlar mazlum kişiler feryat edince yardımlarına yetişirler. Ayı ejderhanın elinden feryat edince, aslan er kişi koştu, ayıyı ejderhanın elinden kurtardı. Hile ile erlik birbirine arka oldu, ejderhayı bu güçle, bu kuvvetle alt edip öldürdü”. “Ejderhanın gücü var, ama hilesi yoktur. Senin hilen var ama hilenden üstün hile var”. “Hile ve tedbirini görünce yürü, o bile, o tedbir nerden geldi? O başlangıç tarafına dön”. “Ayı o ejderhanın elinden kurtulunca, o erin bu yiğitliği v cömertliği karşısında, “Ashab-ı Kehf’in köpeği gibi, onun peşine takıldı”. ...

Bu Toplum Daha Nereye Kadar Susacak?

Resim
  Bu pandemi ortamında canları pahasına, Hipokrat yeminlerine bağlı kalarak,  gece ve  gündüz özveriyle hizmet eden,  insanlara sağlık dağıtan doktorlarımızın büyük çoğunluğunun üst meslek kuruluşu Türk Tabipler Birliğine yönelik,  yedek lastik konumundaki işlevsiz ve kifayetsiz bir siyasinin soruşturma açılsın, kapatılsın diyerek saldırıları yetmiyormuş gibi, Akit denilen paçavra da, ”TTB KANDİL ÜSSÜ GİBİ” diye manşet atmış.  Allahtan korkunuz, Türk Tabipler Birliğini nasıl Kandil üssü ile bir tutabilirsiniz.  Kandil üssünde; Türk güvenlik güçlerinin ve masum insanların öldürülmelerinin planları yapıldığı halde, Türk Tabipler Birliğinde ise; insanlarımızı,  Korona virüs salgınından nasıl koruruz ve sağlıklı kılarız diye kafa yorularak planlar yapıldığı ayrımını yapamayacak kadar gözleri kararmış,  gerçekleri göremeyecek kadar akıllarını yitirmiş bu nankörler.  Ülkenin İçişleri Bakanı çıkmış, mahkemenin kararını eleştirme hudutlarını aşa...

Baykal’a Çok Önceden Çeşitli Tuzaklar Hazırlanmış

Resim
Halk TV de yayınlanan Ayşenur Aslan’ın sunduğu Medya Mahallesi programına konuk olan Onur Öymen(1), Baykal’a kurulan komplo ve tuzakların bazılarını ilk kez anlattı. Öymen’e anlatılanlara göre, daha Baykal’ın başına “kaset tuzağı” olmadan aylar öncesinden, “CHP Genel Başkanı (Deniz Baykal) istifaya zorlanır, mecbur edilir”   denilerek, Türkiye’den, İsveç’ten Amerika’ya kadar, Deniz Baykal hakkında çeşit tuzak, komplo olayları tertip edilmeye başlandığını, onu böylece istifaya zorlanacağı planları anlatılıyor. Bütün bu tuzakların, şantajların, tertiplerin Ergenekon gibi, YÖK sınav hırsızlıklarından tutun da vb çeşitli kumpasların kurulduğu 18 yıllık AKP dönemine rastlamakta olduğu görülüyor. Halk TV de Medya Mahallesi programında Onur Öymen’in Ayşenur Aslan’a anlatımlarından, Deniz Baykal, CHP hakkında yıkıcı, yıpratıcı “ Deniz Baykal’a suikast yapılacağı” ndan tutun da, “Türkiye’de bütün kötülüklerin anası Deniz Baykal’dır” denilerek hazırlanacak tuzak ve komplo...

Teşekkürler İçişleri Bakanı

Resim
 İçişleri Bakanı,  Anayasa Mahkemesini hedef aldığı sözleriyle ilgili yeni bir açıklama yaparak, "Geçen gün Anayasa Mahkemesi ile ilgili bir söz söyledim.  Çok hoşuma gitti.  Kimlerin Anayasa Mahkemesi'ni savunduğunu gördüm.  Bu devlete 'katil' diyenler ve Anayasa Mahkemesi tarafından 'siz katil deme hürriyetine sahipsiniz' diyenler,  yıllardan beri bu ülkenin değerlerini yermek isteyenler hepsi bir cephe oldular,  hepsini Allah bir fotoğrafta göstermek nasip etti" demiş.  İçişleri Bakanı SOYLU; Anayasa Mahkemesine yönelik sözlerinin işe yaradığını, hoşuna gittiğini, bu sayede,  Anayasa Mahkemesi ile ilgili söylediği hukuk dışı,  bir bakana asla yakışmayan,  mahkemenin aldığı kararı eleştiri hudutlarını aşarak,  Anayasa Mahkemesini ve başkanını itibarsızlaştırmayı ve işlevsizleştirmeyi hedefleyen,  etik dışı beyanlarına karşı çıkarak,  kendisinin bu sözlerini eleştiren ve Anayasa Mahkemesini ve başkanını savunan ki...

Menderes Devrinde Demokrasi Dışı Olanlar, Bazı Tespitler

Resim
Türkiye’de İslamcı, gerici akım, ilk kez çok partili yaşama geçtiğimiz 1950 yılında Menderes dönemi ile başladı, “turbana özgürlük” söylemi ile devam etti, şimdiki zirveye ulaştı. (Buna neden olan kanıtları aşağıda tek tek sunuyoruz).  Bunu başlatan, Türk demokrasisine büyük zarar veren, ülkeyi bir çiftlik gibi, muhalifleri ezerek yöneten Adnan Menderes-Celal Bayar ikilisinin DP dönemidir. Bayar ve Menderes, Atatürk devrini yaşamış, hatta Kurtuluş Savaşımıza katılmış, devrimleri yaşamışlar fakat bu devrimleri ikisi de özümsememiş olmalılar ki, Türkiye’de söylem ve eylemleri ile irticanın tırmanışına neden olmuşlardır. Hele örtülü ödenekten metreslerine paralar ödeyen Menderes (inanmayan Soner Yalçın’ın Efendi kitabında görebilir), ahlak dışı davranışlar gösterip emrindeki personele “karını boşa ben alacağım” diyen Menderes, ilk kez uygulamaya başlanılan demokrasimizi öylesine ayaklar altına almışlar ki, ülkeyi 27 Mayıs 1960 darbesine sürüklemişlerdir. Menderes yönetimi...

Menderes de II. Abdülhamid, AKP gibi yazar-medya satın alıyordu

Resim
DP Başbakanı Adnan Menderes’in idamının 59 yıldönümünde, Menderes’le ilgili bazı konulara yer vermek istedik. TBMM ne danışmadan izin almadan Kore’ye asker gönderdi Menderes Hanedan mensuplarına maaş bağladı Bizdeki yöneticiler yandaş yaratmak için ya adam satın alıyorlar, ya muhalifleri hapse atıyorlar, ya da gizli militanlarınca muhalifleri öldürüyorlardı. Öğretmen Yazar Mahmut Makal’a, dönemin Başbakanı Adnan Menderes, yazılarından işkillenerek, Demokrat Partili iki milletvekili (Nuriye Pamir ve başka bir milletvekili) aracılığıyla iki anahtar önermiştir. Anahtarın biri bir dairenin, diğeri ise bir arabanındır. Mahmut Makal, ikisini de hiç düşünmeden, “ben gazete ve dergi yazıları ile kitaplarımı özgürce yazıyorum. Onun için bunları alırsam özgürlüğümün elimden alınacağını düşünüyorum ” diyerek ret ettiğini söylüyordu.(1) Menderes Yandaş Necip Fazıl Kısakürek’i Besliyordu Menderes tıpkı Öğretmen Yazar Mahmut Makal’a iki anahtar sözü vermişse, yandaş ka...