Kayıtlar

Cevat Kulaksız etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Atatürk Haberleri

 Atatürk ve geçmiş tarihin haberlerini bu siteden takipte kalınız

Yobaz Kime Denir Ve Gericilik

Resim
“İnsanlığın en önemli kazanımlarından biri laikliktir” Ülkemizin şimdilerde çağdaşlıkla gericilik arasında sancılarını çektiği, Atatürk’ün rotasını çizdiği Laik TC nin geleneksel rotasından 18 yıldır saptırmaya çalışan, günümüz iktidarının irticaya yeşil ışık yakan eylem ve davranışlarını “kızım sana diyorum gelinim sen anla” biçiminde adeta anlatan bu güzel uyarılar video şeklinde adresime gönderildi. Ben de bu çok önemli uyarıları içeren konuşmayı videodan çözerek siz o okuyuculara sunmak istedim. Gerçekten de ülkemiz bu uyarıların sancıları içinde kıvranmakta ve bunların hemen hepsi günümüz iktidarının yönetiminde yaşanmaktadır. Laik TC ne karşı, Cumhuriyetin tüm değerlerine karşı “dinci” yapılanma adı altında irticai bir kavga havası görülmektedir. Bu video Youtube kanalı ve ASM TV da https//youtu-be/guytc3aixe adresinde yayınlanmaktadır. Belki bu adrese ulaşılamaz düşüncesi ile -Yobaz kime denir ve gericilik- başlığı altında yazıya aktardım. Umarım yararlı olur....

Bir Aşk Destanında Atatürk

SEVGİ ELMASI Erzurum’un dağ başı köylerinin birinde her bir şeyi bolca olan, köyleri de olan çok varsıllı bir ağa vardı. Köyün ve ağanın koyunlarını güden çok yoksul bir de çoban vardı. Biri varsıllığından biri yoksulluğundan bir türlü çocuklarının olmayışından mutsuzdurlar. Yıllar akıp giderken Tanrı onların dualarını, çocuk özlemlerini hoş görüp ağaya kız, çobana da bir oğlan verdi. Kıza Zühre, oğlana da Tahir adını verdiler. Her ikisi de büyüyüp okul çağına gelince, köye ilk kez bir eğitmen verdiler, eğitmen öteki çocuklarla Tahir ve Zühre’yi de okula çağırdı. Gel gör ki, çoban Tahir’i yoksulluktan, Zühre’yi ağa babası da kem gözlerden esirgediğinden okula vermek istemediler. Eğitmenin gayreti, Tahir ve Zühre’nin okula gitmeyi çok istemeleri ile okula kayıt edilip ilkokulu okudular. Bu arada birbirine sevgileri filizlendi. İlkokuldan sonra eğitmenin gayreti ile Tahir’i en yakın Pulur okuluna (köy enstitüsüne)  kayıt edildi. İlkokuldan beri filizlenen Tahir...

Videodan iki hurafeli konuşma

Resim
Bak sen şu hurilere(1)   Recep Tayyip Erdoğan’ı Halife sanıyorlar Hurafeciler, din sömürücüleri, bağnazlıklarını, geri düşüncelerini yaymak için yeni bir alan buldular, internet. İnternette zaman zaman, aşağıda göreceğiniz, onların garip ve akıl dışı geri düşüncelerini yansıtan videolara rastlıyoruz. Bu videoları dinledikçe, dinledikçe insan çok şaşırıyor, böylesine çağ dışı insanların, düşüncelerin olduğuna inanası gelmiyor. Ben de bunlardan iki bandın konuşmalarını çözüp sizinle paylaşmak istedim. Okuyun bu konuşmaları akıl süzgecinden geçirin.  İnternetten gelen bir videoda başı kırmızı sarıklı bir konuşmacı şunları söylüyordu: Videoda Hüseyin Çevik yazısı okunuyordu, vaizin sakalı ve arkasında Osmanlı arması vardı. Bu huriler nasıl bir şeymiş öyle “Biraz hurilerden bahsedelim. Bir huri, dünyaya tükürse, dünyadaki bütün okyanuslar, denizle, göller, ırmaklar bal olur tadından içilmez. Bir huri başındaki yaşmağı sallasa onun kokusundan dünyadaki herkes o ...

BOZLAK DESTANI Bozlaklar Üstüne

Resim
Ben Kırşehir’liyim, Kırşehir dediniz mi akla Abdallar ve bozlaklar gelir. Bir ağıt, bir feryat, bir isyan gibi olan bozlakları Kırşehir ve Kaman’lı Abdallar havalandırırlar ve yaşatırlar; dolayısıyla Abdallar ve bozlaklar Kırşehir kültürünün en önemli unsurdurlar. Divan-ı Lügat-it Türk'de "bozlak", "bozlamak" ses vermek bağırmak anlamına gelmektedir. Dede Korkut'ta ise bozlatmak, böğürmek manasında kullanılmakta, Kırgızcada ise "botasın olgan tüyiidey bozlayı bozlayı kaldım men", "yavrusu kaybolmuş, çalınmış bir deve gibi bozlaya bozlaya, feryat içinde kaldım ben" denmektedir. Kısaca, feryad etmek, haykırmak, ayrıca deve bağırması anlamına bozulamaktan, bozlamaktan gelen bir kelimedir. Bozlak, İç Anadolu ve Güney Anadolu'da, Toroslar'da yaygın olan Avşar ve Türkmen oymaklarına ait bir uzun hava türüdür.(1) Bu vesile ile, ekmeğini sazı ile kazanan “Abdallar” diye anılan sevgili Kırşehir’li ustalara selam olsun. ...

Bir Osmanlı’dan bir Cumhuriyet’ten

Resim
“Hem devlet malını çalan hırsız,  hem de Müslüman nasıl olunur”? Bir Osmanlı’dan          Zaman buldukça, bir Fransız’ın yazdığı 1000 sayfadan fazla kalınlıkta olan Osmanlı Tarihi’ni(1) okumaya çalışıyorum. 567. sayfaya gelince, öldükten sonra, birçok değişik mal ve servetleri yanında yirmi kasa külçe altın biriktiren Sadrazam (devrin başbakanı sayılan) Sinan Paşa’nın durumunu kafamda düşünürken, birden bire Cumhuriyet’in devlet adamlarından ve ikisi de aynı konumda olan Necmettin Erbakan geliverdi. Çünkü ikisi de yani Osmanlı Paşası Sadrazam Sinan Paşa ile Cumhuriyet’in devlet adamı N. Erbakan, hemen aynı mevkide iken, kendi yönetimleri zamanında değişik biçimlerde elde ettikleri altın ve servetleri düşününce içim burkuldu.  Devletin verdiği ulufe ve maaşı hiç harcamadan biriktirseniz bile bu kadar servet biriktiremezsiniz. Öyleyse geriye ne kalıyor? Çalma- hırsızlık! O zaman vatandaşın sorduğu soruyu biz de soralım, “ h...

6 Bin Euro Diyanete yatırıp Saray’ın etrafında dolanırsan “hacı” olacakmışsınız

Resim
R. Tayyip Erdoğan Halife mi? Bir ülkede dincilik yarışı başladığı zaman o ülke artık iflah olmaz, gericiliğin, cehaletin, hurafenin içinde savrulur gider, çağın gerisinde kalır, dünyada hazin ve gülünç duruma düşer.  İktidara gelirken “ileri demokrasi ” vaatlerini veren, iktidara geldikten sonra “dinci kinci nesi yetiştireceğiz” diyen Recep Tayyip Erdoğan için , değil “ileri demokrasi” getirmek,  kesinlikle demokrasiye inanmayan, “ demokrasi bizim için bir tramvaydır” diyen bir tavır içinde olan kişiliği vardı. Gerçekten de devlet eliyle 18 yıldır ülkemizde, iktidar beledilerinden dinci vakıf ve cemaatlere aktarılan milyonlarca liralarla tüm kurumlarıyla dincilik yarışı sürdürülmektedir.   Kurulduğunda 3 Mart 1924 tarihinde “Şer'iye ve Evkaf Vekâleti’nin” yerine kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı,  İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevlendi...

Bir Ağıdın Anımsattığı

Resim
Osmanlı’nın Yemen macerasını anlatan “Yemen Ah Yemen” (1)adlı kitabı okumaktayım. Bununla ilgili olarak okuduğum yere kadar çok etkilendiğim bölümleri sizinle paylaşmak istedim. O Yemen ki, Osmanlı’dan koptu kopalı, Yemen’de can veren Türk şehitlerinin ahını almış gibi başı beladan kurtulmuyor, Yemen’de kabileler, mezhepler iç savaşı günümüzde de devam edip gidiyor. Devlet geleneği olmayan, aşiretlerle, kabilelerle yönetilen ülkelerin sağlıklı yönetim geleceği olmuyor, bunu Yemen, Libya gibi Araplarda görmekteyiz. Günümüzden yüz yıl önceki zamanda Osmanlı ile Arap asileri arasında Yemen’de yaşanmış, hazin dehşet verici olaylardan sadece bir iki kesit almak istedim. Orada can veren şehitlerimizin ruhları şad olsun. “Ben gidiyom Rüştü beyim ağlama Köz goyup da ciğerimi dağlama Alay gitti beni burda eyleme Yemen'e de benim ağam Yemen'e Endi m'ola Mehrali Bey Yemen'e Gurdu m'ola çadırları çimene Oğul köz düştüğü yeri yakar kime ne Dert ben...

Osmanlı, Türkleri de Türkçe’yi de dışlıyordu

Resim
Öyle istiyorum ki Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel ahenkli dilimizi kullansınlar. Kemal ATATÜRK Osmanlıcayı “-Türk’e okutsan anlamaz, Arap’a okutsan anlamaz, Acem’e okutsan anlamaz. Öyleyse bu dil ne dildir”.  Şemsettin Sami Osmanlı nasıl bir devlet ki, dini telkinle hem kendi özünü teşkil eden Türk halkını dışlıyor, kendi Türkçe dilini yadsıyor; hem de bilime ilgisiz kalıyor. Osmanlı devrinde “Türk” sözcüğü, yoksul ve köylü kesiminin adıdır; Osmanlı Burjuvasında ve kentlerde bu sözcük anlamındadır.   “Türk” sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu’nda, aşağılama, küçümseme anlamlarında kullanılmıştır. Meşrutiyet’le başlayan Türklük bilinci ve Türklük hareketi, Türk ırkını bu tanımlardan yoksulluktan ve cehaletten kurtarma savaşımının sonucudur. Ne garip ki,  Osmanlının devlet katındaki dili başka idi (Osmanlıca); devletin temelini oluşturan Türk halkının dili (Türk...